Üç aydır tarih öğrencisiyim. Eski Anadolu tarihi, Hellen ve Roma tarihi, Orta Asya Türk tarihi ve İslam tarihi kitaplarını okudum. Okuduklarımdan anladığım şu: Tarihte ordusu ve ekonomisi güçlü olan toprakları ele geçirmiş, insanları öldürmüş, şehirleri yağmalamış. Bu işin milleti, dini yok. Hepsi istisnasız öldürmüş. Biz başkayız, bizim mayamız temiz, bizim tanrımız hepsinden yüce diyenlere bakmayın. Güçlü olan herkes (Roma, Moğol, Çin, Türk, Arap, Rus vb.) bunu yapmış. Zayıf olanlar da güçlü olmak için çabalamışlar ve sıranın onlara geçmesini beklemişler. Kimse masum değil. O kadar kitap okudum, ne İskender'i, ne Cengiz'i yargılayan bir cümleye tanık olmadım. Herkes gücü kutsamış şimdiye kadar. Ve şimdi de böyle. Biz de onların mahsülüyüz. Alenen ya da örtülü olarak gücü kutsuyoruz.
*
Tarihe objektif bakınca İNSANI görürüz, doğrusuyla, yanlışıyla, sevabıyla, günahıyla İNSANI.
Tarihe sübjektif bakınca KENDİMİZİ ve BAŞKALARINI görürüz. Başkaları hep düşmandır, hep haksızdır, hep zalimdir. Başkaları cehennemdir.
Tarihe objektif bakınca, cennetin de, cehennemin de, kendi içimizde olduğunu görürüz. Her insan biraz cennet, biraz cehennemdir. Her insan hem cennet, hem cehennemdir.
*
Oysa tarihe objektif bakmak, sanıldığı kadar kolay değildir. Bütün kimliklerden sıyrılmak gerekir. Bütün kimliklerden: Millet, din, cinsiyet, sınıf. Sadece kimliklerden de değil: Güçlü olmak, egemen olmak, daha çoğuna sahip olmak gibi hayvani arzularımızdan da sıyrılmak gerekir. Kimliklerimiz ve hayvani arzularımız, tarihi sağlıklı değerlendirmenin önündeki engellerdir.
Tarihe objektif bakamayan bugüne de objektif bakamaz. Ve yarınlara da.
Hüseyin Cem ÇÖL
9 Ocak 2025 Perşembe / PELİTLİ