13 Aralık 2018 Perşembe

13 Aralık 2024 Cuma



Kombiyi açmadım. Gerek yok. Zaten akşamları uğruyorum eve. Hatta bazen uğramıyorum bile. Dükkanda, yumuşak kanepenin üzerinde sabahlıyorum. Hem evden daha iyi. Akşama kadar gelen giden oluyor. Gelen gidenin sesleri dükkanın içine siniyor, velhasıl insan sıcaklığı hissediliyor her yanda. Oysa ev. Ev soğuk. İnsan yok. Ben dahil.

Bir haftadır İstanbul’u aramıyordum. Aradım. “Her şey yolunda, merak etme”, dedi. Her şey yolunda mı? Nasıl her şey yolunda olabilir? Diyemedim elbette. Susma yoluyla red. Kural olan hep buydu ve istisnası hiç olmadı. Açık red, kavga demektir. Kavgacı değildik, keşke olsaydık. Kavga, tutkulu insanların işidir. Tutku olmayınca, tutunamadık da birbirimize. Varlığımızı birbirimize hissettiremedik, bunun için çaba bile göstermedik. Kendi kısır dünyamızda, yemek yap, ders anlat, debelendik. Arada çocuklar kaldı bizi tutan.  

Tekli koltuğa yığıldım. Kumanda elimde. Televizyonda bildik yalanlar arasında gezindim. Sahte mutluluk. Yalan olmasaydı yaşanmazdı. İnsanoğlunu bugünlere yalanlar getirdi. Gerçeği bilenler de, düzen bozulmasın diye yalanların devam etmesine göz yumdular. Çünkü insanı hizaya sokan, insanı dizginleyen yalanlardı. Ya ateş, ya kadın dendi ve isyanın önüne böyle geçildi. Ben yalanlara, yalan deme cüretini kırk yaşımda gösterebildim. Bedelini yalnızlıkla ve mutsuzlukla ödedim, ödemekteyim. Aksini yapamazdım, çünkü hiçbir zaman iyi bir oyuncu olmadım, strateji de bilmem. Gerçi beyni ağzında dobra biri de sayılmam ama mış gibi yapmak da bana göre değildi. Ne ateş umurumda, ne kadın!  

Televizyonu kapatmadım ama sesini kıstım. Yanıbaşımdaki masada sıra sıra yükselen kitaplar. Okunacak ne kadar az kitap varken, bu kadar çok kitabımın olması ne tuhaf. Kitapların içindeki gerçek dünyada dolaşmak, ergenliğimde ve gençliğimde ve otuzlarımda büyüleyiciydi, beni çoğaltan, zenginleştiren tek uğraşımdı. Oysa şimdi. Şimdi, birkaç sayfanın içinde oyalansam, uykum geliyor. Her şeyi biliyorum sanki, okumaya ne gerek var? Hem, okudum da ne oldu? İşte buradayım, tek başına.  

Tek başına

Burada

Ne yapıyorum

Ben?

Hüseyin Cem ÇÖL 
13 Aralık 2018 - Pelitli 

Hiç yorum yok: