"... İyi bir adalet, şüphesiz iyi hukukçularla mümkündür. Bir ülkenin hukuk sistemi ne kadar mükemmel olursa olsun, onu uygulayacak bilgi ve yeteneğe sahip hukukçular olmazsa adaletin gerçekleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Fakat iyi yetişmiş ve kendini mesleğine adamış hukukçuların bulunduğu bir ülkede, hukuk sistemi mükemmel olmasa da, sistemin eksiklikleri ve zaafları önemli sorunlara yol açmayacaktır. Bunun en güzel örneğini Roma İmparatorluğu'nda görmek mümkündür. Küçük bir şehir devleti olarak kurulan Roma, büyük bir imparatorluğa dönüşünce, Ius Civile'nin hükümleri yetersiz kalmaya başlamıştır. Kanunu değiştirmek kolay olmadığı için iş hukukçulara düşmüş, Roma'nın büyük hukuk dehaları, eskiyen ve ihtiyaçlara cevap veremeyen kuralları, günün ve toplumun ihtiyaçlarına göre yeniden yorumlayarak hakkaniyete uygun çözümler üretmişlerdir. Roma'nın hukuk uygulayıcıları olan Praetor'ların yapmış oldukları katkılar sebebiyle Roma Hukuku gelişerek tüm Avrupa'yı etkilemiştir. Roma Hukukunun bu seviyeye gelmesinin en önemli sebebi, hiç şüphe yok ki, Romalı hukukçulardır.
İyi bir hukukçu nasıl olmalıdır? Bu soruya pek çok doğru cevap verilebilir. Fakat verilebilecek ortak cevaplardan bazıları şunlardır:
i) İyi bir hukukçu iyi bir hukuk bilgisine sahip olmalıdır.
ii) Hukuk kurallarını doğru bir biçimde yorumlayıp olaylara uygulayabilecek hukuk tekniğine sahip olmalıdır.
iii) Önüne gelen karmaşık bir olayı, hakkaniyete uygun bir biçimde çözebilecek hukuk nosyonuna sahip olmalıdır.
iv) Hiç bir etki ve baskı altında kalmadan objektif kararlar verebilmelidir.
v) Mesleğini sevmeli, hukukun üstünlüğüne inanmalı, idealist olmalı, meslekî idealleri kişisel çıkarlarının üstünde olmalıdır.
Bu soruya verilebilecek başka cevaplar da vardır. Örneğin, çağdaş ülkelerdeki gelişmeleri takip edebilmeli ve bunu yapabilecek yabancı dil bilgisine sahip olmalı, düzgün bir Türkçe ile konuşmalı ve yazmalı, insanlarla iyi ilişkiler kurabilmeli, sosyal olmalı, ufku geniş olmalı, entelektüel seviyesi yüksek olmalı gibi...
İdeal bir hukukçunun, bu saydıklarımızın yanı sıra daha pek çok olumlu özelliğe sahip olması gerekmektedir. Fakat acaba Türkiye'deki hukukçuların yüzde kaçı bu özellikleri taşımaktadır? Ya da iyi hukukçu olarak nitelendirilen kimseler bu özelliklerden yüzde kaçına sahiptir? Bunun cevabını vermek oldukça güçtür. Fakat bu sorulara çok olumsuz cevaplar vermek, büyük fedakârlıklarla adalet hizmeti veren değerli hukukçularımıza haksızlık etmek olur. Tozpembe bir tablo çizmek ise, yanlışlarımızı ve hatalarımızı görmememize neden olacağı için, bunları ortadan kaldıracak çözümlerin üretilmesini de engelleyecektir."
Prof. Dr. Şahin AKINCI (Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı)
NOT : Makalenin tamamını okumak için tıklayınız: http://www.sahinakinci.com/makale3.htm