Bir vakitler, serbest düşünme vakitlerim henüz geçmemişken, yemek-uyku
gibi zorunlu ihtiyaçlar dışındaki bütün vaktimi bile isteye kitap okumaya
ayırırdım. Birini bitirir, diğerine başlar; hatta bazen bir kaçını aynı anda
nöbetleşe okur, hangisini daha önce bitireceğim diye kendimi saçma bir yarışın
içinde bulurdum.
Efsane (!) geri döndü.
Haftanın her günü yığınla dersle cebelleşmeme rağmen, 17
Mart’tan bu yana -yine eski günlerdeki gibi- bir kitap cennetinin içinde
neşeyle gezinmekteyim. 26 günde irili ufaklı 11 kitap okumuşum. 6 İA, 2 TD, 2
ARE ve 1 AT. Bunların haricinde çeyreklediğim hatta yarıladığım, ucundan
kıyısından tadına bakıp da müsait bir vakte ertelediğim başka kitaplar da var
üstelik.
Ne öğrendim, ne anladım “kelimelerin bitmek bilmez
yolculuklarına tanık olmakla?”
Bu tanıklığın izdüşümlerini yazmak lazım ki, uçup gitmesin damıtılanlar.
Ama şimdi değil başka bir zaman…
Ve buraya değil, kendimi daha çıplak yani daha özgür hissedeceğim
başka bir saçakaltına…
Hüseyin Cem ÇÖL
11 Nisan 2014 - Pelitli
11 Nisan 2014 - Pelitli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder