25 Aralık 2014 Perşembe

Bir 97 Anısı...




“Radikal” gazetesi yayın hayatına 97 yılında girmişti. İlk reklamları bile hala hafızamda taze: Daktilo tuşlarının çıkardığı sert ve tok sesler eşliğinde yazılan radikal yazısı, sözlükteki radikal maddesine tutulan büyüteç… İlk çıkan gazeteleri, hangi görüşten olursa olsunlar, bir süre alırım. İlk heyecanlar geçmeye, gazete oturmaya başlarken de bırakırım. Radikal gazetesini de ilk bir yıl hep almıştım. Haftasonları tam sayfa bulmaca yayınlarlardı mesela. O muazzam bulmacayı hep yapmaya başladığım ama hiç tamamlayamadığım da, hafızamda yer tutmuş tebessüm ettiren başka bir ayrıntı.

Şu üstteki karikatür ise, o yılların Radikal’inden kalma bir başka anı. 17 yıldır özenle saklıyorum, ömrüm oldukça da saklayacağım. Her bakışımda, sanki ilk kez bakıyormuş gibi tebessüm ediyorum. İnsanın içindeki çocuğun kıskançlığını, muzipliğini, basitliğini, saflığını; dünyanın faniliğini ve aynı zamanda güzelliğini, hayatın durdurulamaz akışını ve daha pek çok duyguyu harmanlayan bu karikatürü çok ama çok seviyorum. Aslında karikatürü analiz etmeye kalkınca duyguları bir kalıba sokmaya çalıştığımı hissettim, yanlış yaptım. Üstteki analizi boş verin. “Bu karikatür bana ne hissettiriyor?” sorusuna cevap aramak beyhude. Bu karikatürü seviyorum çünkü bu karikatür hayata tebessümle bakmam sebep oluyor, bana ilaç gibi geliyor.

Bu kadar kâfi.
 

Hüseyin Cem ÇÖL
25 Aralık 2014 - Pelitli