16 Aralık 2015 Çarşamba

Dönüş Yolunda Sis Bastı Her Yanı


Dalida ağlamaklıdan şen-şakrak tona geçip aşkını Porto Fino’da bulduğunu ilan etmemişken, Jacques Brel erkeklik onurunu ayaklar altına alıp “köpeğin olayım, gitme” dememişken, henüz John Lennon dinin olmadığı bir dünyanın olabileceğini hayal etmemişken, bunlardan önce, çok çok önce, ben limandan arabayı çıkarırken, işte o an, Vega “olmaz deme, belki olur bak, günün sonunda neler neler” derken, “aşk başlar YENİDEN kanımızda” lafı ateşli vücuduma ağır ağır işlerken, evet tam işte o an, yanıbaşımda beliriverdin en güzel fotoğrafınla. Ayırt etme gücümü kaybettiğim günlerdeki gibi, dünya içinde başka bir dünya kurmanın sarhoşluğuyla baktım sana. Gülümsedim. Aramızdaki muvazaa o kadar mutlaktı ki, değil üçüncü kişileri, kendimizi bile pekala aldatmış, var mı yok mu belli olmayan bir ilişkinin girdabına kendimizi kaptırmıştık. O anın sarhoşluğuyla klimayı açtım, arabanın içini cehenneme çevirdim, ibre üç rakamlarda istikrar bulmuşken kırmızı ışıklara daldım boğa gibi. Haksız fiil rengine bürünmeyen, bir tarafı sönük kalmış küçük masum suçlar irtikap ettim. Ne çok değiştiğimi zannederken, aslında hiç değişmediğimi, aslında kimsenin değişmediğini, sadece var olan durumun sıkıcılığından kurtulmak için o tapınılası insanoğlunun kendini aldattığını da, o an, gözümü yoldan çevirip senin gözlerine bakarken idrak ettim ama irademi beyan etmeye kendimde kudret bulamadım.   
*
Hadi ara beni.

Hüseyin Cem ÇÖL
16 Aralık 2015 – Pelitli