"Rızasız bahçanın gülü derilmez".
(Neşet Ertaş)
Olay sorusu sevmiyorsunuz ama maalesef yine olay sorusu sormak zorundayım. Buyrun:
Ord.Prof.Dr. Haki Hakkı HAKSEVER,
bilgisayarını sınıfta öğrencilere emanet ederek dışarı çıkmış, bu fırsatı ganimet
bilen öğrenci Haktan HAKKAYÜRÜR hocanın bilgisayarından anladınız işte. Olaya
ilişkin hangisi söylenemez?
a)
Hoca, öğrenciye güvenmekle hata etmiştir.
b)
Hoca, öğrenciye güvenmekle hata etmiştir.
c)
Hoca, öğrenciye güvenmekle hata etmiştir.
d)
Hoca, öğrenciye güvenmekle hata etmiştir.
e)
Hoca, öğrenciye güvenmekle hata etmiştir.
İzin tecavüzünde bulunan ya da firar
eden erlerin üç akıbeti vardır: Ya kendi istekleriyle gelip birliğine teslim
olurlar, ya emniyet güçlerince yakalanırlar ya da sırra kadem basarlar. Askeri
savcıyken; sırra kadem basanları hiç görmedim ama yakalanıp da getirilenlerin ya
da kendiliğinden teslim olanların çokça ifadesini aldım. VE İNSANI ORADA
TANIDIM. Bir erin, askeri suçtan ceza almamak için, her türlü yalanı
söyleyebildiğini orada gördüm. Ben şöyle düşünüyordum, insana insanca
davranırsan, MUTLAK OLARAK o da sana insanca davranır. Hiçbir askerin ifadesini
ayakta almadım. Hiçbir askere rütbemden dolayı kibirle yaklaşmadım. Hatta
olabildiği kadar anlayışlı olmaya, empati kurmaya çalıştım. Fakat, tüm
iyiniyetime rağmen, ifadesini aldıklarımın yüzüme karşı çok rahat yalan söylediklerini
de müşahade ettim. Örnekleri çok. “Babamın öldüğünü öğrendim, o yüzden
birliğimden kaçtım” diyen de oldu, “askerde tecavüze uğradım, o yüzden firar
ettim” diyen de.
İnanıyorum ki, insanın içinde hem
iyi hem kötü var. Hiç kimse mutlak anlamda ne iyi, ne de kötü. İnanıyorum ki,
aslında hayat, içimizdeki iyinin içimizdeki kötüyle mücadelesi. Bu dünyanın imtihan
olma esprisi de burada yatıyor. İçimizdeki iyi galip gelirse, “insan” olmaya
bir adım daha yaklaşacağız; içimizdeki kötü galip gelirse “insanlıktan” adım
adım uzaklaşacağız, muhtemelen geldiğimiz yere hayvanlığa geri döneceğiz. İyi’den
kastım VİCDAN’DIR.
Bir öğrencinin yaptığı yanlışlık
yüzünden, hayata bakışımı değiştirecek değilim. Konumum, unvanım, rütbem ne
olursa olsun, muhatap olduğum insanların VİCDANINA hitap etmeye devam edeceğim.
Her insanın hata yapma ihtimali vardır, hatta hata yapma hakkı var diyelim. Fakat
hatasını itiraf etmek de bir erdemdir.
Haktan HAKKAYÜRÜR!
Sana, bu erdemi gösterebilme imkanı
sunuyorum. Aziz Nesin’in “İnsan Olun Yavrularım” hikayesini okuman ve benim
odamda bana üç-beş cümleyle özetlemen koşuluyla, seni affetmeye hazırım.
Hüseyin Cem ÇÖL
27 Kasım 2012 - H 309