Dersten çıkarsın. Atletin ter
içindedir. “Odamda yedek atlet bulundurmayı adet edinmekle ne doğru iş yapmışım”
dersin içinden. Odanın kapısını kitleyip atletini değiştirirken, aklına, o
mektup gelir. Hani, senin, çocuklarına “HARAM” lokma yedirdiğini ima eden o
mektup. Yine canın sıkılır. Öfkene hakim olamazsın. Değiştirdiğin “TERLİ ATLETİ”
bir hışımla dolaba tıkıştırırsın. Yine de kızamazsın kimseye. Empati kurmaya
kalkarsın o öfkeli halinle. Anlamaya çalışırsın muhatabını. Anlar gibi olursun.
“Acaba O da seni anlamış mıdır zaman içerisinde?” diye düşünürsün.
Sorarsın boşluğa : “Anladın mı?”
Cevap : “Hocam, derste
terliyorsunuz, çünkü kilo fazlanız var…”
*
Aziz Nesin, ki kendisini çok
severim, boyu kadar kitap yazmakla övünür. Muhalifleri ise, “boşuna övünmesin, zaten O’nun boyu kısa”
derler.
Hayat böyledir.
*
Biz yine, kırgınlığımızı içimize hapsedip, işimize bakalım. Derse gidiyorum. Mini mini birler
beni bekliyor.
Dolapta temiz yedek atletim hazır.
Hüseyin Cem ÇÖL
20 Ekim 2014 – Pelitli