Doğa, insanın hem dostu, hem
düşmanıdır. Dostudur, çünkü insanoğlu yaşaması için gerekli olan her ne varsa doğadan
elde eder. Düşmanıdır, çünkü doğa aynı zamanda insanoğlunun önüne türlü
zorluklar da çıkarır. İnsanoğlu, yeryüzünde, işte bu hem dost, hem düşman olan
varlıkla binyıllardır yaşayagelmiştir. O'nun sayesinde ve O'na rağmen. Dostça sunduğu imkanları kullanmış,
yiyeceğinden yemiş, içeceğinden içmiş ama bir yandan da düşmanca tavırlarına
karşı hep tetikte durmuştur. Yaşayabilmek, ayakta kalabilmek ancak düşman
doğayı alt etmeye bağlıdır. İşte bu çaba, insanın evrimine yol açmıştır.
Mücadele etmek, didinmek, savaşmak beraberinde evrimi de getirmiştir. Sözün özü
insanın evrimi, düşman doğaya karşı mücadeleden kaynaklanmıştır. Bunun sonucu
olarak evrim; doğadan kopuş, doğaya yabancılaşma, doğal olandan uzaklaşma
yönünde ilerlemiştir. Doğayla düşmandan çok dost olan insanlar ise, evrim
skalasında geriye düşmüşlerdir. Kim ki doğaya hükmetmiş, o ilerlemiş, dünyaya
nizamat vermiş, geleceği şekillendirmiştir. Düşman tamamen ortadan kalktığında
evrim de tamamlanmış olacak ya da evrim tamamlandığında düşman ortadan kalkmış
olacaktır. İnsanoğlu, doğayla mücadele ederek kendi evrimini başlatırken,
doğaya tamamen hükmettiğinde evrimini de tamamlamış olacak, böylece doğayla
birlikte kendi sonunu da getirecektir.
Benim evrimden anladığım budur.
Hüseyin Cem ÇÖL
3 Eylül 2013 – H 309
3 Eylül 2013 – H 309