25 Eylül 2013 Çarşamba

Yol Gösterene Sevgi, Saygı, Şükran ve Rahmet…



"Vade tekmil olup ömür dolmadan
Emanetçi emanetin almadan
Ömrünün bağının gülü solmadan 
Varıp bir canana ıhrar verdin mi?"

Bir yıl önce, bugün, akşam dersini bitirdikten sonra yorgun argın eve gelip televizyon karşısına geçtiğimde, halk ozanı Neşet Ertaş’ın vefatını öğrenmiştim. O an, bedenime ansızın ikinci bir yorgunluk çökmüştü. Sessiz sedasız gözlerimden akan birkaç damla gözyaşı, ağzımdan dökülen rahmet dileklerine karışmıştı.

Bir yıl içinde, nerdeyse her gün, en az yarım saat, bazen bir saat dinledim Neşet Ertaş’ı. Hocanın ilminden pay kapmaya çalışan bir talebe edasıyla pür-dikkat, kendimi vererek, hatta adayarak. Her dinleyişimde biraz daha piştim, biraz daha olgunlaştım. “İnsan” olma yolunda beni besleyen ana damarlardan biri oldu Neşet Ertaş.

Bir yıl sonra, bugün… Sevgi, saygı, şükran ve rahmetle anıyorum kendisini. İyi ki yaşadı, iyi ki biz faniler tanık olduk onun yaşamına ve iyi ki hala yaşamakta… Çünkü, gerçek sanatçılar, eserleri var oldukça, yaşamaya devam ederler.

Şimdi bana az müsaade. İmtihanı zor bir dersim var. İmtihanı zor ama şükürler olsun hocam sesiyle, sazıyla, sözüyle ve özüyle kemâlatın doruğunda. Gassal elinde meyyit gibi kendimi teslim edersem, biraz daha “insan” olacağım sayesinde.

Dersin konusu : “Yolcu”.
Hüseyin Cem ÇÖL
25 Eylül 2013 – H 309