Herkesin hayatında unutamayacağı bir
gün vardır; sanırım ben de yaşadıkça 17 Nisan 2013’ü hiç unutmayacağım. Aslında
yaşadığım kayda değer anlara ilişkin duygularımı ve düşüncelerimi
kanatlandırarak uzun uzun yazma becerim fena değildir. O günü yazmaya kalksam, pehlivan
tefrikasından hallice bir yazı ortaya çıkacağı da kesin. Buna rağmen hiçbir
vakit yazmayacağım o uzun yazıyı. Çünkü, 17 Nisan deyince yüzüme içten ve
samimi bir “tebessüm” yerleşiyor. Bu “tebessüm” benim için çok anlamlı ve bu
anlam beni manevi açıdan fevkalade tatmin ediyor. Ortalığı lafa boğarak, o
masum tebessümün arka planda kalmasını istemiyorum. İlerleyen hayatımda olmadık
bir günün olmadık bir zaman diliminde, hatırıma o günü getireceğim, yüzüme o
günün ışığı düşecek, yine tebessüm edeceğim ve o tebessümün verdiği
rahatlamayla “hayat, her ne yaşanırsa yaşansın gerçekten güzel” diyeceğim. Bu
da “sayenizde” olacak.
Ben size teşekkür ederim.
Hüseyin Cem ÇÖL
10 Mayıs 2013 - H 309