Futbolu severim ama ne tuttuğum takımın kazanması beni neşelendirir,
ne de yenilmesi üzüntüye boğar. Artık epey uzakta kalmış bir çocukluk arkadaşı
gibi tuttuğum takım da. Ne onu hepten unutabiliyorum, ne de eskisi gibi ona
karşı muhabbet duyuyorum. Her geçen yıl, onunla aramdaki mesafeyi biraz daha
açıyor.
Futbolu severim ama futboldan pek anlamam. Yine de istinabeyi
ofsaytla karıştıracak kadar cahil olduğum da söylenemez. O kadar da değil.
Futboldan anlamam ama bu söyleyecek hiç sözüm olmadığı anlamına
da gelmez. Hayır, hangi futbolcunun hangi mevkide oynaması gerektiği konusunda
ahkam kesemem. Onu demek istemedim. Üç yıldır Trabzon şehrinde yaşayan ve hak
vaki olana kadar bu şehirde yaşamak azim ve kararlılığında biri olarak, bir
tespitim var, onu arz edeceğim naçizane.
Tespitim şu:
Yakinen görmekteyim ki; Trabzon’daki Trabzonspor
taraftarlarının, Anadolu takımlarına karşı besledikleri sebebi belirsiz hınç, Anadolu’daki
Trabzonspor sevgisine sekte vuruyor. Belki son yıllarda azalsa da,
çocukluğumdan biliyorum ki, Anadolu’da, üç büyüklerden sonra en çok tutulan
takım Trabzonspor’du. Öyle ki, pek çok futbol meraklısı için kendi şehrinin
takımı bile ikinci sırada gelirdi. Anadolu’daki Trabzonspor taraftarlarının bir
defa bile Trabzonspor maçına gittiklerini sanmam, muhtemelen Trabzon şehrine de
hiç ayak basmamışlardır. Trabzonspor’u tutmalarında, kendi şehirlerinin
yapamadığını Trabzonspor’un başarabilmiş olması önemli bir sebep olsa gerek.
Ancak, bir türlü gelmeyen şampiyonluk, Trabzon’daki Trabzonspor taraftarını, İstanbul
takımları neyse de, Anadolu takımlarına karşı da agresifleştirdi. Oysa bu bindiği
dalı kesmekten farksız. Trabzonspor, sadece Trabzonluların tuttuğu bir takım
değildir, Trabzonspor sadece bir şehir takımı da değildir, hatta Trabzonspor bir
bölge takımı da değildir. Trabzonspor, bin yıldır kendi yağıyla kavrulmaya
çalışan, sadece asker deposu olarak görülen, buna rağmen her defasında hor
görülen, adam yerine bile konmayan, bir yarımadanın, Anadolu’nun takımıdır.
Bizim takımımızdır, bizdendir. Bir Trabzonlunun kendi şehrinin takımına sahip
çıkması elbette anlaşılabilir bir tutumdur. Fakat, bu takımın Trabzon dışında
mukim sevdalıları da yok değildir. Görmekteyim ki; Trabzonluların aşırı
sahiplenici tutumu, Trabzonspor’u, annelerinin aşırı sevgisi yüzünden özgüvenini
yitiren ve çevresiyle sağlıklı iletişim kuramayan çocuklara benzetmektedir.
***
Mayınlı bölgeye adım atmışım gibi bir his var içimde.
Hüseyin Cem ÇÖL
13 Mayıs 2013 - Pelitli
1 yorum:
anadoluda ki trabzonlular maça giderler."gurbetçi gençler"adlı taraftar grubu bunun için kurulmuştur.bunun dışında ki görüşlerinize -bir trabzonlu ve trabzonsporlu olarak- katılıyorum.esenlikle kalın güzel şehrimin güzel misafirleri:)
Yorum Gönder