4 Ekim 2013 Cuma

"Hayat Tatlı Zehir" : Hayat Güzel, Dünya Yalan


HAYAT TATLI ZEHİR
Haz.: Ümit Bayazoğlu
Türkiye İş Bankası Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2007, 440 s.  
İç Kapak
s.47
s.52
s.305
s.397
s.440 - Son Sayfa
Arka Kapak

Seksenli yıllarda, genellikle lig maçları Pazar günleri yapılır, belki bir ya da iki maç Cumartesi gününe bırakılırdı. Cuma ve Pazartesi maç yapma tuhaflığı, futbolun tamamen endüstrileştiği çağımıza özgü bir ucubedir, bu ucube üzerine ne dense ne söylense yeridir, lakin beni affedin, akşamın şu saatinde ağzımı bozmayayım. 

Evet, maçlar ekseriyetle Pazar günü yapılır, hemen o akşam Spor Stüdyosunda Tansu Polatkan'ın, o insanı bezdiren sakin sesiyle tüm maçların golleri arka arkaya izlenirdi. Tartışmalı pozisyonların bitmek bilmez tartışmasını yapma geyiği henüz keşfedilmemişti. Sadece maçın özeti yayınlanır, üzerine abartıya kaçmadan birkaç dakikalık yorum yapılır, programı unutturan reklama falan girmeden, hadi çok çok "bir reklam" girerdi, sonraki maça geçilirdi. 

Birkaç dakikalık maç özetleri bile, dönemin darbeci zihniyetinin yansımasıydı. Kışla zihniyeti maç yayınlarına bile sirayet etmişti. 

Maç özeti şu sıraya göre cereyan ederdi:

1.Maç öncesi İstiklal Marşı okunuyor. 
2.Başlama vuruşu yapıldı.
3.Gol oldu.
4.Hakem düdüğünü öttürüyor, ilk yarının bittiğini ilan ediyor ve topu eline alıyor. 
5.İkinci yarının başlama vuruşu.
6.Bir gol daha. 
7.Kırmızı kart gören bir oyuncu.
8.Hakemin bitiş düdüğü. 

Zaten üç dakkalık görüntü içinde, farzı ayinmiş gibi, her iki yarıdaki başlama vuruşlarını ve bitiş düdüklerini de izlerdik. Sanki, TRT maçı bize sunmuyordu da, biz kimdik ki zaten, yönetime rapor veriyordu: O başlama ve bitiş düdüklerinin yayınlanmasının tek sebebi, maçın kesinlikle oynandığının bir kanıtı niteliği taşımasıydı.

Bu yılın Nisan ayında satın aldığım ve okuduğum "Aydın Boysan Kitabı"ndan birkaç sayfanın fotoğrafını çekip bloga ekleyince, kendimi seksenli yıllarda maç özeti yayınlayan TRT gibi hissettim: Kapak, iç kapak, okunan sayfalardan bir kaç demet, son sayfa, arka kapak. Değme askeri törenlere taş çıkartan bir sıralama. 

Anlaşılan, çocukluğumuzu geçirdiğimiz seksenler içimize iyice işlemiş. Ne kadar büyüsek de, ne kadar askeri vesayetten kurtulsak da, ne kadar sivilleşsek de, yok, tortu çökmüş biz de, çıkmamacasına.

Hüseyin Cem ÇÖL
4 Ekim 2013 - H 309

Hiç yorum yok: