15 Şubat 1988 : Hiç üşümedim, hani o sömestir tatilinde, Sivas’ın ayazında, üzerimde ince kabanla, yolu da uzatmak pahasına, senin evinin önünden geçip amcamın dükkanına çalışmak için giderken. İlk ergence yanış. 21 Haziran 1992 : Yorgun ama huzur dolu bir beden iniyor Nalbantlarbaşı’ndaki o lisenin merdivenlerinden. Tebessüm etmiyorum, tebessümün kendisi olmuşum. Yürüyen yorgun bir neşeyim. Hep o halimi aradım hayatım boyunca. Geride bıraktığım zirve noktası. 3 Şubat 2003 : O kitabı da almayıver. 4 Şubat 2003 : Hadi aldın, o kitabı da okumayıver. 25 Eylül 1979 : Küçük bir baş, duvara kollarını dayamış, sokağa bakmakta. İlk bakış değil belki ama ilk hatırlayış. Hayat ona ne katacak, o hayata ne katacak? Göreceğiz. 6 Kasım 2013: Görülmüştür. 23 Haziran 2012 : O surata tükürmeliydim. 18 Eylül 2006 : İçimizde bir yara. 24 Ekim 2011 : Ölü bir beden kışlanın ortasında, başı yana düşmüş, çene altından giren kurşun deliği, miğferi delerek çıkmış. İlk taşlaşma. Ne kadar duyarsızsan, o kadar rahatsın bu dünyada. Hayat, soğuk bir eşek şakası Tanrının insana sunduğu. 28 Haziran 2010 : “Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.” 15 Aralık 2010 : Göz anjiyosu oldum. Tamam, çıkabilirsin Nesibe. 15 Kasım 2005 : Kafesin içinde ancak aynada gördüğün aksinle kavga edersin. 7 Mart 2007 : “Yaşanmayan bir hayatın cürmünü sorma benden”. 20 Temmuz 1996 : İyi mi yaptım, kötü mü yaptım bilmiyorum ama yaptım işte. Sorgulamak anlamsız. 21 Aralık 2011 : Sarıkamış kayak merkezinin tepe noktası. Bir ben, bir beyaz dağlar, bir de Allah. Hayata ve dünyaya haşyetle bakış. Dibine kadar Allah var ve dibine kadar Allah yok düşünceleri sarmalında zonklayan bir beyin. 15 Eylül 1980 : Cami tuvaletlerinin üstünde eli silahlı askerler. Bir çocuk darbeye bakıyor. 4 Aralık 2006 : Ay parçasının rüzgarına kapılınacak ve bir müddet savrulunacak. Alın yazısı. 19 Aralık 2010 : Sis dağıldı.
7 Kasım 2013 : Sis dağıldı mı?
Hüseyin Cem ÇÖL
7 Kasım 2013 - Pelitli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder