10 Kasım 2013 Pazar

"Fanaa" : Ortaya Karışık


Nasıl bir filmdi bu böyle?

Kör ve güzel kız-yakışıklı ve serseri oğlan denkleminde klasik bir aşk filmi sakinliğiyle ve neşesiyle başlayan, içimizi ısıtan diyaloglarla romantik komediye kapı aralayan, araya sokulan kliplerle bizdeki arabesk filmlerine fena halde göz kırpan, kör kızın gözlerinin açılması ve etrafında sevdiği erkeği bulamaması gibi Yeşilçam'dan bildiğimiz klişelerle izleyende müstehzi tebessümler peydah ettiren, hatta oğlanın “ben sana layık değilim, sen daha iyilerine layıksın” tarzındaki kaçış cümlesiyle biraz da Issız Adam’ı akla getiren, ara’dan sonra büyük bir metamorfoz geçirip politik gerilime atlayan, yarım yüzyıldır bitmeyen Kaşmir meselesini tamamen ulus devletçi bir çizgide yorumlayıp, mikro milliyetçi hareketleri “terörizm” ve vatanlarının özgürlüğü için savaşanları “terörist” diye yaftalayan, arada bir yeniden romantizme geri dönüşler yapan, Rambo ile Al Yazmalım Selvi Boylum arasında hangisinde karar kılacağını bilemeden ilerleyen, birbirinden tuhaf danslı şarkılarla izleyene politik gerilimin ortasında nefis aparkatlar sunan, bir yarısı yaz sıcaklığında, bir yarısı kış soğuğunda çekildiğinden Nurim Bilgem Ceylanımın İklimler’ini bile çağrıştıran, küçük çocuktan “size baba diyebilir miyim?” cümlesini duymamızla tamamen Yeşilçam şemsiyesinin altına giren, babanın ölüm sahnesiyle animasyon filmlerine, göldeki ceset görüntüsüyle de korku filmlerine selam göndermeyi ihmal etmeyen ve finalinde “aşk mı, vatan mı?” ikilemine, aşka ve filmin özüne ihanet edip, “vatan” diye yanıt veren tuhaf, neşeli, absürd bir aşk, komedi, gerilim, politik, aksiyon, dram filmi Fanaa…

Kakafonik kurgusuyla, “hayatta her tuhaflığa yer vardır” önermesine bir kez daha hak vermeme yol açan bu filmi beğendim. Hintlilerin hayat enerjisine bir kez daha hayranlık duydum.  

Sıradaki film gelsin.

Hüseyin Cem ÇÖL
10 Kasım 2013 – Pelitli