13 Mayıs 2013 Pazartesi

"Allah Allah Desem Gelsem"





Bu da benim ayıbım olsun. Sözleri Pir Sultan Abdal’a ait “Allah Allah Desem Gelsem” türküsünü/deyişini, Muhlis Akarsu’nun ve adını bilmediğim bir kadın refikinin yorumuyla, hayatımda ilk kez dün sabah dinledim.

İlk dinleyişimde yalan yok, bir anlam veremedim sözlerine. Rüştü Asyalı’nın söylediği “Uyan Uyan Güzel” türküsüne kulak aşinalığımdan olsa gerek, ezgisinin hatırına yeniden dinledim. Dinledikçe, sözleri bana daha bir anlamlı geldi. Her dinleyişimde anlam halkası genişledi. Arka arkaya kaç defa dinledim bilmiyorum. Bir ara Ruhi Su’nun yorumuna da geçiş yaptım ancak çarçabuk geri döndüm, çünkü, Muhlis Akarsu ve kadın refiki (Selda Bağcan değil sanırım) hem bu işin hakkını layıkıyla veriyor, hem de Ruhi Su’yu dinlemek nedense beni çok yoruyor, işkence altında söyletiyorlarmış gibi rahatsız oluyorum.   

Önce bir kez hep beraber okuyalım, sonra bende uyandırdığı çağrışımları aktarayım. Aşk ile buyurun:

Allah Allah desem gelsem
Hakkın dîvanına dursam
Ben bir yanıl alma olsam
Dalında bitsem ne dersin

Sen bir yanıl elma olsan
Dalımda bitmeye gelsen
Ben bir gümüş çövmen olsam
Çeksem indirsem ne dersin

Sen bir gümüş çövmen olsan
Çekip indirmeye gelsen
Ben bir avuç çavdar olsam
Yere saçılsam ne dersin

Sen bir avuç çavdar olsan
Yere saçılmaya gelsen
Ben bir güzel keklik olsam
Bir bir toplasam ne dersin

Sen bir güzel keklik olsan
Bir bir toplamaya gelsen
Ben bir yavru şahin olsam
Kapsam kaldırsam ne dersin

Sen bir yavru şahin olsan
Kapıp kaldırmaya gelsen
Ben bir sulu sepken olsam
Kanadın kırsam ne dersin

Sen bir sulu sepken olsan
Kanadım kırmaya gelsen
Ben bir deli poyraz olsam
Tepsem dağıtsam ne dersin

Sen bir deli poyraz olsan
Tepip dağıtmaya gelsen
Ben bir ulu hasta olsam
Yoluna yatsam ne dersin

Sen bir ulu hasta olsan
Yoluma yatmaya gelsen
Ben bir can alıcı olsam
Canını alsam ne dersin

Sen bir can alıcı olsan
Canımı almaya gelsen
Ben bir cennetlik kul olsam
Cennete girsem ne dersin

Sen bir cennetlik kul olsan
Cennete girmeye gelsen
Pir Sultan üstadın bulsan
Bilecek girsek ne dersin
                              
***
Anlam deryasından benim payıma düşenleri şöyle sıralayabilirim:
Bir : Hak’tan geliyoruz ve gidişimiz Hak’kadır… Tüm aradakiler, bu yolculuğu bir oyuna, bir eğlenceye dönüştüren ufak ayrıntılar yumağı… Aslolan ise, yolun başında ve yolun sonunda Hak’kın olması.
İki : Hayat dediğimiz yolculuğun her bir ayrıntısı da aslında Hak’kın dışında değil. Ağacından elmasına, çövmeninden çavdarına, kekliğinden şahinine, rüzgarından yağmuruna kadar bu dünyada var olan her nesne, her bitki, her hayvan, her doğal olay O’nun bir parçası,  O’ndan gayrı bir şey yok. Bu anlam da yol da O, başlangıç da O, varış da O… Yoldaki her varlık O’na ulaştıran, O’nu hatırlatan, O’ndan bir iz taşıyan, yolculuk güzergahında bir "ayet".     
Üç : Hayata böyle bakınca, hayatın her ayrıntısında Hak’kı görünce, insanın içinde birlik ateşi yanıyor; kargaşa, kaos, savaş ortadan kalkıyor. Kimle kavga edeceksin? Ağaç da sensin elma da, çövmen de sensin çavdar da, keklik de sensin şahin de, yağmur da sensin rüzgar da… Bu bakış altında “birlik” var… Bu bakışı özümseyenin kalbinde barış ışığı yanar; düşmanlığa, kavgaya, nizaya yer kalmaz.
Dört : Bu yolculuğun iki yoldaşı var: Kadın ve erkek. Hayatın mutluluğunu ve meşakkatini beraber yüklenecek iki refik. Biri diğerinin olmazı. Birinin getirdiğini, diğer yana taşıyacak olan bir diğeri. Bu dünyanın cilvesine beraber katlanacak, beraber yükü omuzlayacak, beraber ağlayıp beraber gülecek, gereğinde didişecek, didişmeden sevgi doğacak, nesiller türeyecek... Kadın ve erkek, bir bütünün iki parçası. Bu iki parça, cennette yani Hak’ta bütünlenecek belki.
Beş : Yurtta barış, dünyada barış eyvallah… Ama önce insanın kendi içinde barış… Bunun yolu da, yolun başını, sonunu ve yolun kendisini doğru algılamakla mümkün, vesselam. 

Hüseyin Cem ÇÖL
13 Mayıs 2013 – Pelitli

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Ben de bir türkü sever olarak yazdığın destansı türkü yorumlarından etkilenmediğimi söyleyemem. Çünkü türküler hayatın ta kendisi. Herkes kendinden birer izler bulur türkülerde. Herkesin payına da bir şeyler düşer bu anlamda. Kalbe ve beyne dokunurlar. Bazen insanın içine işler türküler. O zaman da gözlere ağlamak düşer. Zaten hasretleri, neşeleri, öyküleri ve bizlerin söyleyemediklerini türküler söylemez mi? Ne de güzel anlatırlar yurdun dört bir yanından o nameleri. İyi ki var türkülerimiz. Bir umuttur, neşedir, hüzündür "biçare" gönüllere. Türküler bizler için söylüyor ama biz türkülere ne söylesek yetiremeyiz bu sayfaları... Hayatımıza anlama katan, insanları birbirine bağlayan, türküler, türküler -türkülerimiz-...

Görüyorum ki sen de bir türkü seversin yazılarını da bir türkü edasıyla süslüyorsun. Derslerim hukuk diyorsun ama edebiyatı da elden bırakmıyorsun. Okurken tebessüm ettiriyorsun hem de düşündürüyorsun. Okumayı sevenler için güzel yazılar.
Türkü sıcaklığında sağlıcakla kal...
Serpil

Adsız dedi ki...

Hepsi tamam da "bilecek girsen ne dersin" ne anlama geliyor, biliyor musunuz?

Hukuk Derslerim dedi ki...


"hep beraber, birlikte" anlamında...