29 Aralık 2013 Pazar

Anladım ki…


"Yalan dünya yârsiz olmaz."
Aşık VEYSEL

Dün akşam eve giderken eczaneye uğradım ve en hafifinden bir uyku ilacı satın aldım. Akşam yemeğinden sonra baktım göz kapaklarım isyanlarda vurdum kafayı yastığa. Uyku ilacından bir tablet bile almamış olmama rağmen, yatakta bir o yana bir bu yana döndolaş yapmadan aniden uykuya daldım. Uyandığımda sabahın dördüydü. Nerdeyse sekiz saat kesiksiz uyumuşum. Anladım ki, tıptan şaşmamak lazım, uyku ilacının uykusuzluğa gerçekten yardımı oluyormuş. Bir de kullansam, düşünün, kimbilir kaç saat uyuyacaktım.

Sabahın dördünde uyanan insan ne yapar? Elbette kahvaltı. İki haşlanmış yumurta, bir demlik dolusu çay. Anladım ki, insan uykusunu alınca en kuru kahvaltı bile başka bir tat veriyor.  

Futbolla çok sıkı bir bağım yok, Galatasaray taraftarı da değilim, buna rağmen kahvaltı sırasında elime kumanda aletini aldığımda ilk önce, TRT’nin teletext’ini açıp, dün akşam Galatasaray’ın oynadığı maçın kaç kaç bittiğini öğrenmek istedim. Oysa şu hengamede kimin kimi yendiğinin ne önemi var? Türkiye’nin ayarı bir kez daha bozulmuşken, futbol neyime? Anladım ki, tek ayarsız Türkiye değil, ben de biraz ayarsızım.

Kanallar arasında gezinip de Türkiye gerçeğine rast gelmemek, Türkiye gerçeğinden bigane kalmak elbette mümkün değil. Sabahın beşi bile olsa, içinde hep beraber boğuştuğumuz bu güzel ülkeyi analiz etmeye çalışanların ateşli konuşmaları sürgit devam etmekte. Türkiye’de kimse masum değil. Herkesin bir açığı var. Herkes, gözünü ötekinin açığına dikmiş durumda, ötekinin açığını ne kadar çok dillendirirse kendi kıçındaki yırtığı kimsenin görmeyeceğini vehmediyor. Bu ülkede herkesin tenceresinin dibi kara. Anladım ki, bu ülkenin her ferdi esaslı bir ahlak eğitiminden geçmedikçe iflah olmamız imkansız. İyi de bu eğitimi kim verecek?

Televizyonu kapattım. Evden çıktım. Pazar sabahı ama yine dükkanda yapılacak iş var, çok şükür. Trabzon’da bu sabah anlatılmaz güzel. O kadar güzel ki, acaba sahile insem mi diye bile aklımdan geçirdim. Şifayı kapmaktan korktuğumdan denize uzaktan bakmakla yetindim. O bile yetti, içimin yaşama sevinciyle dolması için. Anladım ki, hayat sabahları çok güzel.

Herşeye rağmen.

Hüseyin Cem ÇÖL
29 Aralık 2013 – H 309 

Hiç yorum yok: