Yine uyku tutmadı. Normal bir insan uyku tutmayınca mutfağa gider, ya uykusunu hepten kaçıracak ya da uykusunu getirecek bişeyler yer. Bense bilgisayar başına geçip geçmiş yıllarda meslek sınavlarında çıkan hukuk sorularını çözüyorum. Öldüğümde mezar taşıma “Bir garip adem idi. Bütün hayatı Adana-Bursa-Ceyhan-Denizli-Edirne arasında seyahat etmekle geçti. Nasıl bir seyahat ise, Adana ve Ceyhan’ı bir gün bile görmedi” yazılsın. Vasiyetimdir.
Lafı
uzatmayayım. Bu sabah ki “çözelim, eğlenelim, kam alalım hayattan” başlıklı
eğlenceliğimizin malzemesi yine ÖSYM’den, 7 Temmuz 2012 KPSS’de çıkan Ticaret
Hukuku soruları. Hepi topu altı tane.
Buyrun :
29. Ticari
temsilcinin (ticari mümessilin) müvekkil tacir adına ve ticari işletme ile
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini yapabilmesi için açıkça
yetkilendirilmesi gerekir?
a) Tacirin ticari işletmesine
dâhil taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak kurmak
b) Tacir adına ödünç sözleşmesi
yaparak bankadan kredi çekmek
c) Tacir adına bono düzenlemek
d) Avukat
olmasa bile ticari işlerle ilgili davalarda, mahkemede taciri temsil etmek
e)
İşletmede çalışacak işçiler ile hizmet sözleşmesi akdetmek
Ayn mal
demek malum. Bu mal taşınmaz olunca daha bir önemli hal alıyor. Yunus Emre’nin “Mal
da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan” sözlerinin, maalesef,
çağımızda geçerli karşılığı yok. Yunus Emre, Ticaret Kanunu’nu hazırlayan
heyette başkan olsaydı, anlaşılan birkaç maddelik minik bir TTK’mız olurdu.
Öğrenci de, hoca da bayram ederdi. Cevap Adana elbette.
30. Ticari
iş ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Taraflardan biri için ticari
sayılan iş, arada sözleşme varsa diğer taraf için de ticari sayılır.
b) Ticaret şirketi tacirin bütün
işleri ticari iş niteliğindedir.
c) Ticari bir borca kefalet hâlinde
kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsil kefalet söz konusudur.
d) Bir esnaf işletmesini
ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari iştir.
e) Ticari bir işte uygulanacak
temerrüt faizi oranı sözleşme ile kararlaştırılmamışsa avans faiz oranı üzerinden
temerrüt faizi talep edilebilir.
Denizli “ben
yanlışım” diye bağırıyor. Geçelim.
31. Adi
şirkette kâr ve zararın paylaşımı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi
yanlıştır?
a) Kâr ve zarar paylaşım oranları
şirket sözleşmesinde belirlenebilir.
b) Kâr ve zarar paylaşımına ilişkin
esaslar şirket sözleşmesiyle veya ortaklar kararıyla belirlenmemişse, ortaklar
kâr ve zararı sermayeye katılım oranlarına göre paylaşırlar.
c) Ortaklar, kâr ve zarar
oranlarını belirleme yetkisini üçüncü bir kişiye bırakabilirler.
d) Zarara katılım oranları belirlenmemişse
ortakların kârın paylaşımına ilişkin olarak kararlaştırdıkları oran, zarar
hakkında da uygulanır.
e) Adi şirkete sadece emeğini
sermaye olarak getiren ortağın, ortaklar arasında etki doğuracak şekilde, zarardan
muaf tutulması kararlaştırılabilir.
Adi
şirket bir şahıs şirketi. Anahtar bu. Şahıs şirketi olduğuna göre sermaye
ikinci planda, ortakların şahsı ön planda. O halde, kâr ve zarar paylaşımına ilişkin esaslar şirket sözleşmesiyle veya ortaklar kararıyla belirlenmemişse, ortaklar kâr ve zararı, sermayeye katılım
oranlarına göre değil, eşit olarak paylaşırlar. Bursa'ya sevgi ve salamlar.
32. Aşağıdaki
haklardan hangisi, anonim şirkette sadece azlık oluşturan pay sahiplerine
tanınmış olup pay oranı azlık oluşturmaya yetmeyen pay sahipleri tarafından
kullanılamaz?
a) Kâr payı almak
b) Genel kurul toplantısına
katılmak
c) Genel kurulda oy kullanmak
d) Genel kurul kararının iptali
için dava açmak
e) Mali konularla ilgili genel
kurul görüşmelerini erteletmek
Teknik yardım
BOZKURT’un kitabından gelsin : “Finansal
tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine; halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine,
genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanmın kararıyla
bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, genel kurulun toplantıya çağrılması ile
ilgili usule uyularak pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde
yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak
toplantıya çağrılır. Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal
tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların
itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer
tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş
olması şarttır (yTTK m. 420)."
Edirne.
33. Poliçe ile ilgili
aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a)
Poliçe bedeli hem yazı
hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa rakam ile
gösterilen bedel üstün tutulur.
b)
Poliçe bedeli yalnız
yazıyla veya yalnız rakamla birden çok defa gösterilmiş olup da bedeller arasında
fark bulunursa en yüksek olan bedel geçerli sayılır.
c)
Poliçede muhatap,
ancak senedi kabul ederse ödeme yükümlülüğü altına girer.
d)
Poliçedeki imzanın el
yazısı ile atılması zorunlu değildir; güvenli elektronik imza yeterlidir.
e)
Poliçedeki imza
sahiplerinden birinin poliçeden doğan taahhütleri geçersiz olursa poliçede
imzası bulunan diğer kişilerin de poliçeden doğan taahhütleri sona erer.
Ceyhan doğru. Muhatap poliçeyi
kabul etmezse, ödeme yapmak zorunda da değil. Kabul ederse ancak ödeme yapmak
zorunda.
34. Keşide ve ödeme yeri aynı olan
çek, 01.02.2012 tarihinde düzenlenmiş ve aynı gün lehtara teslim edilmiştir.
Ancak çekin üzerine keşide tarihi olarak 01.06.2012 tarihi yazılmıştır.
Bu çekin geçerli olarak ibraz
edilebileceği son gün, aşağıdakilerden hangisidir?
a) 11.02.2012
b) 01.03.2012
c) 01.05.2012
d) 11.06.2012
e) 11.07.2012
İbraz
süresi 10 gün. Çünkü ödeme ve düzenleme yerleri aynı. İlk günü saymıyoruz.
Buradaki çeldirici nokta hangi tarihi esas alacağız? Çekin fiilen düzenlenip
teslim edildiği 01.02.2012’yi mi? Yoksa çek üzerine yazılan 01.06.2012 tarihini
mi? Elbette ikincisini. Cevap 11.06.2012.
O
tarihten üç gün sonra da ben yeni evime taşınmıştım. J
Hüseyin
Cem ÇÖL
26 Aralık
2012 – Pelitli