6 Haziran 2013 Perşembe

O Gün



“… birden çıldırıverdiler…”
Ahmet Altan,
Kılıç Yarası Gibi,
Alkım Yayınevi, İstanbul 2006, s. 28

Sayfa 100’deyim. J Muhtemelen Mehpare Hanım’ın yolu Ragıp Bey’le “de” kesişecek. Muhtemelen değil muhakkak. J Jurnalciler, yazıyla mı yoksa şifahen mi bildiriyorlardı jurnallerini padişaha? Murat Bardakçı’ya sormak lazım. Eğer yazıyla bildiriyorlarsa ve o jurnaller sarayın dehlizlerinde saklı ise, işte ben hakiki ve öz Wikileaks diye ona derim. J Mehpare Hanım bir nemfomanyak mı? J Müritler salaktır. Her mürit salaktır. Mürşitler ise zalimdir. Her mürşit zalimdir. J Anadolu hâlâ bir mezarlık. J O gün sen çok güzeldin. J Ahmet Altan, neden aşkı ve cinselliği iç içe sunuyor? Aşkı cinsellikten soyutlamayı yerli aşk filmlerinden öğrenmiş bizim gibi hayat acemilerine bu bilgi çok ağır değil mi? J O gün güzel olduğunu söylemiş miydim? J Şeyh Efendi’nin dramı, aslında binyıllık sahici bir dram. Bir başka coğrafyada yaşayan Cizvitlerin dramı ile aynı. Beden ve ruh çatışırsa, beden de ruh da azap çeker. Ne bedeni susturmaya çalışmalı, ne ruha sırt dönmeli. İkisini de doyurmalı. J Hasan Efendi, saf, yontulmamış ve ehlileşmemiş yanımız. Ve en korkunç, en zalim yanımız. Uyumakta olan bir çocuğun masumiyetini seyrederek sessizce gözyaşı dökebilir de, eğer inandırılmışsa uyumakta olan bir çocuğu boğazlayabilir de. J Şeyh Efendi, ilerleyen sayfalarda topa girecek mi yoksa tekkede postunun üzerinde bedenine ihanet etmiş canlı cenaze gibi hayatını sürdürmeye mi devam edecek? J Aslında bedeniyle barışık tek kişi Mehpare. Lakin onunda ruhu olduğu şüpheli. Aksak leylek. J Hakiki bal, tüm çiçeklerde bir müddet konaklamayı gerektirir. J Sen çok güzel değilsin ama sen o gün çok güzeldin.

Hüseyin Cem ÇÖL
6 Haziran 2013 – Pelitli 

Hiç yorum yok: