Varsayalım ki,
bu yazıyı ben yazmadım,
siz de okumadınız…
İnsanın kendisini tanıması zordur ama tanıdığım kadarıyla
söyleyeyim, sakin biriyimdir. Kolayına birine kızmam, kızmışsam gerçekten son
noktaya gelmişimdir, yani muhatabım hak etmiştir de kızmışımdır. İçimde kin de
beslemem, gençken çevremde kin beslediğim birileri olurdu, zamanla bu
terbiyeden geçtim sanırım, artık kin de tutmuyorum. Kin, sinede bir yüktür, geç
de olsa öğrendim.
Lakin… (Laf aramızda bu lakin kelimesi de bana fena halde
Süleyman’la Hürrem’i çağrıştırıyor, lakin lafımızın onlarla bir ilgisi yok,
geçelim)…
Evet, lakin…
Hani oluyor bazen Dr. Jekyll kimliğinden aniden sıyrılıyorum
ve hiç tanımadığım Mr. Hyde benliğimi ele geçiriyor…
İşte o vakit, yıllardır edebiyatın, türkülerin hasıyla özene
bezene yoğurduğum kalbim, usta bir işkencecinin göğsündeki sert bir kayaya
dönüşüyor.
Ne vakit mi?
Mesela ben tam kendimi kaptırmış dersimi anlatırken,
birileri kendi arasında konuştuğu vakit… İşte o vakit Külyutmaz gibi sıraların
üstünde seke seke uçarak, derste konuşan öğrencinin suratında Salvador Dali’yi
kıskandıracak modern desenler icra etmek ve şemailinde asla eski haline irca
olunamayacak tebdilatta bulunmak istiyorum. Akabinde sol cebimden çıkardığım
çengelli iğnenin ucunu öğrencinin önce alt dudağından, sonra da üst dudağından geçirmek
istiyorum. Öğrencinin feryad-ü figanına bigane kalarak, var gücümle çengelli iğneyi
tutturmak, öğrencinin inlemesine Erol Taş kahkahasıyla karşılık vermek istiyorum.
O dudaktan çıkabilecek inlemelerin önünü almak için, bu kez sağ cebimden çıkardığım
koli bantıyla, sadece ağzını değil, bütün yüzünü bantlamak istiyorum.
Mesela ben tam kendimi kaptırmış dersimi anlatırken,
birilerinin hiç sakınmaksızın sakız çiğnediklerini gördüğüm vakit… Bu kez
Külyutmaz gibi sekerek değil, Süperman gibi uçarak öğrencinin burnunun dibinde
bitmek, ağzındaki sakız korkudan erim erim eriyene kadar suratının tüm
milimetresini budaklı meşe odunuyla okşamak istiyorum. Bundan kelli asla derste
sakın çiğnemeyeceğini dil ile ikrar, kalp ile tasdik edinceye kadar; cebindeki
yedek sakızları tek tek çıkarıp ağzımda şişirmek ve öğrencinin suratında
patlatmak istiyorum.
Tamam sakinim, geçti, yok bişey.
Hüseyin Cem ÇÖL
13 Mart 2013 – H 309
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder