13 Mart 2013 Çarşamba

Off The Record



Varsayalım ki, 
bu yazıyı ben yazmadım, 
siz de okumadınız…

İnsanın kendisini tanıması zordur ama tanıdığım kadarıyla söyleyeyim, sakin biriyimdir. Kolayına birine kızmam, kızmışsam gerçekten son noktaya gelmişimdir, yani muhatabım hak etmiştir de kızmışımdır. İçimde kin de beslemem, gençken çevremde kin beslediğim birileri olurdu, zamanla bu terbiyeden geçtim sanırım, artık kin de tutmuyorum. Kin, sinede bir yüktür, geç de olsa öğrendim.

Lakin… (Laf aramızda bu lakin kelimesi de bana fena halde Süleyman’la Hürrem’i çağrıştırıyor, lakin lafımızın onlarla bir ilgisi yok, geçelim)…

Evet, lakin…

Hani oluyor bazen Dr. Jekyll kimliğinden aniden sıyrılıyorum ve hiç tanımadığım Mr. Hyde benliğimi ele geçiriyor…

İşte o vakit, yıllardır edebiyatın, türkülerin hasıyla özene bezene yoğurduğum kalbim, usta bir işkencecinin göğsündeki sert bir kayaya dönüşüyor.

Ne vakit mi?

Mesela ben tam kendimi kaptırmış dersimi anlatırken, birileri kendi arasında konuştuğu vakit… İşte o vakit Külyutmaz gibi sıraların üstünde seke seke uçarak, derste konuşan öğrencinin suratında Salvador Dali’yi kıskandıracak modern desenler icra etmek ve şemailinde asla eski haline irca olunamayacak tebdilatta bulunmak istiyorum. Akabinde sol cebimden çıkardığım çengelli iğnenin ucunu öğrencinin önce alt dudağından, sonra da üst dudağından geçirmek istiyorum. Öğrencinin feryad-ü figanına bigane kalarak, var gücümle çengelli iğneyi tutturmak, öğrencinin inlemesine Erol Taş kahkahasıyla karşılık vermek istiyorum. O dudaktan çıkabilecek inlemelerin önünü almak için, bu kez sağ cebimden çıkardığım koli bantıyla, sadece ağzını değil, bütün yüzünü bantlamak istiyorum.  

Mesela ben tam kendimi kaptırmış dersimi anlatırken, birilerinin hiç sakınmaksızın sakız çiğnediklerini gördüğüm vakit… Bu kez Külyutmaz gibi sekerek değil, Süperman gibi uçarak öğrencinin burnunun dibinde bitmek, ağzındaki sakız korkudan erim erim eriyene kadar suratının tüm milimetresini budaklı meşe odunuyla okşamak istiyorum. Bundan kelli asla derste sakın çiğnemeyeceğini dil ile ikrar, kalp ile tasdik edinceye kadar; cebindeki yedek sakızları tek tek çıkarıp ağzımda şişirmek ve öğrencinin suratında patlatmak istiyorum.

Tamam sakinim, geçti, yok bişey.

Hüseyin Cem ÇÖL
13 Mart 2013 – H 309 

Hiç yorum yok: